Karga diyerek genelleme yapsak da aslında çoğu mitolojide karga ve kuzgun tek bir motif olarak kullanılırlar. Çoğu durumda “ölüm”ü ve ölümün karanlık taraflarını resmetmek için kullanılsalar da bazı mitolojilerde kutsal varlıklar olarak anlatılırlar. Mitolojilerde Karga: Kelt mitolojisinde savaş tanrıçası Morrighan, çoğu zaman karga formunda yolculuk eder. Yanına iki tane daha karga alan Morrighan’ı gören insanlara Morrighan’ın onları her daim izlediğinin bilirler. -- ya da onu kızdıran birisiyle görüşmek üzere olduğunu. Bazı Gal öykülerinde, kuzgun ölülerin öbür dünyaya taşınmasını sağlar. Hatta bazı cadı ve efsunculara kuzguna dönüşme gücünü de bahşetmiştir. Yerel Amerikalılar kargaları kurnaz ve kandırıkçı bir varlık olarak görmüşler. Karganın kandırdığı insanları anlatan onlarca hikâye vardır. Bazı kabilelerin efsanelerine göre ise, Karga yaratılışla ilgili olan herşey ve ötesiyle bağdaştırılmış, insanlara ışığı getirenin karga olduğu düşünülmüştür. Bu kabilelerin bazı ...
Odysseus’s Caution and Calypso’s Obsession – An Analysis “Think: no city of men in sight, and not a soul to offer the gods a sacrifice and burn the fattest victims” (113). Hermes uses these words to describe why he rarely visits Calypso’s island when he goes there to ensure Odysseus sails to his homeland and lives his fate. Hermes doesn’t feel comfortable as gods need their followers near them. There are no humans who pray and show affection to him on this stranded island. I believe the main heroes of the Greek epics resemble the gods of these stories by this aspect, their need for admirers. We can also see this by inspecting the importance of “nostos”. The theme of returning home has a huge part in Odysseus’s story. Those who manage to return from their adventures were greatly admired in Greek culture. This respect is very crucial for heroes, thereby, returning to their fellows also becomes very import...
Ne Hoş Yaslandığım sokak lambasının soğukluğunu hissetmiyordum artık. Gözlerimi gökyüzünden indirdim -ay ve yıldızlarla kaplıydı dünün aksine- ve sonsuzluğa uzanan sokağa baktım. Boynum tutulmuştu. Ne zamandır burdaydım ? Kepenkler kapalıydı, demek ki yemek saati geçeli epey olmuştu. Tenime dokunan kar taneleri ve sessiz nefes alışlarımla yalnız başımaydım. Çok garip, herkes nerdeydi? Birden sokak arasından, karanlıktan, bir çift fırladı. Ah evren her zamanki gibi benimle alay ediyordu. Çift bir acele içindeydi. On ları yarım kalp atışı içinde unutmuştum çünkü karanlıktan ne kadar korktuğumu hatırladım. Ama neden korktuğumu, ne zamandır korktuğumu hatırlamıyordum. Acaba beynim benimle oyun mu oynuyordu ? Karanlığa uzun süre baktım. Sanki karanlık beni istiyordu da köreltici beyaz ışık engelliyordu bu hiddetli yaratığı. Gerçekten de bir yaratık mıydı karanlık ? Yıllar boyunca sadece ve tek başına karanlıktan korktukları için mi onu aydınlatmak istedi insanoğlu ? Hayır, karan...
Yorumlar
Yorum Gönder