Karga diyerek genelleme yapsak da aslında çoğu mitolojide karga ve kuzgun tek bir motif olarak kullanılırlar. Çoğu durumda “ölüm”ü ve ölümün karanlık taraflarını resmetmek için kullanılsalar da bazı mitolojilerde kutsal varlıklar olarak anlatılırlar. Mitolojilerde Karga: Kelt mitolojisinde savaş tanrıçası Morrighan, çoğu zaman karga formunda yolculuk eder. Yanına iki tane daha karga alan Morrighan’ı gören insanlara Morrighan’ın onları her daim izlediğinin bilirler. -- ya da onu kızdıran birisiyle görüşmek üzere olduğunu. Bazı Gal öykülerinde, kuzgun ölülerin öbür dünyaya taşınmasını sağlar. Hatta bazı cadı ve efsunculara kuzguna dönüşme gücünü de bahşetmiştir. Yerel Amerikalılar kargaları kurnaz ve kandırıkçı bir varlık olarak görmüşler. Karganın kandırdığı insanları anlatan onlarca hikâye vardır. Bazı kabilelerin efsanelerine göre ise, Karga yaratılışla ilgili olan herşey ve ötesiyle bağdaştırılmış, insanlara ışığı getirenin karga olduğu düşünülmüştür. Bu kabilelerin bazı ...
Odysseus’s Caution and Calypso’s Obsession – An Analysis “Think: no city of men in sight, and not a soul to offer the gods a sacrifice and burn the fattest victims” (113). Hermes uses these words to describe why he rarely visits Calypso’s island when he goes there to ensure Odysseus sails to his homeland and lives his fate. Hermes doesn’t feel comfortable as gods need their followers near them. There are no humans who pray and show affection to him on this stranded island. I believe the main heroes of the Greek epics resemble the gods of these stories by this aspect, their need for admirers. We can also see this by inspecting the importance of “nostos”. The theme of returning home has a huge part in Odysseus’s story. Those who manage to return from their adventures were greatly admired in Greek culture. This respect is very crucial for heroes, thereby, returning to their fellows also becomes very import...
Mutlu Olmayı Unutan Çocuk Yılın bu zamanında pansiyondaki tek kişinin ben olacağımı düşünüyordum. Çalıştığım iş yüzünden buradaydım ve akıl sağlığı yerinde olan kimsenin, ormanın - ki bembeyaz karlarla kaplıydı tüm ağaçlar- içinde kaybolmuş olan bu ıssız harabeye gelmesinin mümkünatı yoktu. Zaten ben pansiyona vardığımda da beni karşılayan tek kişi yaşlı resepsiyonistdi. Yüzünde bir ağacın gövdesini anımsatacak kadar çok kırışıklık vardı ve gözleri birbirine fazlasıyla yakındı. Bu rahatsız edici görüntüyü desteklercesine bu adam gelmemden duyduğu tatsızlığı gizlemek için hiç çaba sarf etmiyordu. "Tüm odalar boş. İstediğine geç, yerleş. Sıcak su sadece akşam sekizde var. Kahvaltı sabah dokuz çeyrekte, öğle yemeğiyse..." (...) Dışarıdan büyük bir villayı andıran pansiyonun terasında oturmuş kahvemi yudumlarken karların arasında, ileride, bir kırmızılık belirdi. Arabanın motorundan çıkan gürültülü hırıltılar orman boyunca yankılandı ve giderek yakl...
Nefis
YanıtlaSil