Mutlu Olmayı Unutan Çocuk
Mutlu Olmayı Unutan Çocuk Yılın bu zamanında pansiyondaki tek kişinin ben olacağımı düşünüyordum. Çalıştığım iş yüzünden buradaydım ve akıl sağlığı yerinde olan kimsenin, ormanın - ki bembeyaz karlarla kaplıydı tüm ağaçlar- içinde kaybolmuş olan bu ıssız harabeye gelmesinin mümkünatı yoktu. Zaten ben pansiyona vardığımda da beni karşılayan tek kişi yaşlı resepsiyonistdi. Yüzünde bir ağacın gövdesini anımsatacak kadar çok kırışıklık vardı ve gözleri birbirine fazlasıyla yakındı. Bu rahatsız edici görüntüyü desteklercesine bu adam gelmemden duyduğu tatsızlığı gizlemek için hiç çaba sarf etmiyordu. "Tüm odalar boş. İstediğine geç, yerleş. Sıcak su sadece akşam sekizde var. Kahvaltı sabah dokuz çeyrekte, öğle yemeğiyse..." (...) Dışarıdan büyük bir villayı andıran pansiyonun terasında oturmuş kahvemi yudumlarken karların arasında, ileride, bir kırmızılık belirdi. Arabanın motorundan çıkan gürültülü hırıltılar orman boyunca yankılandı ve giderek yakl...